Teferrüç eyleyu vardım, sabahın sinleri gördüm
Karışmış kara toprağa, şu nazik tenleri gördüm
Çürümüş toprak olmuş ten, sin içinde yatar pinhan
Boşanmış damar, akmış kan, batmış kefenleri gördüm
Yıkılmış sinleri dolmuş, evleri belirsiz olmuş
Kamu endişeden kalmış, ne düş var halleri gördüm
Yaylalar yaylamaz olmuş, kışlalar kışlamaz olmuş
Bar tutmuş, söylemez olmuş, ağızda dilleri gördüm
Kimisi zevk-ü işarette, kimi saz-ü beşarette
Kimi bela vü mihnette, dün olmuş günleri gördüm
Soğulmuş şol kara gözler, belirsiz olmuş ay yüzler
Kara toprağın altında, gül deren elleri gördüm
Kimisi boynunu eğmiş, tenini toprağa salmış
Anasına küsüp gitmiş, boynunu buranları gördüm
Kimi zari kılıp ağlar, zebaniler canın dağlar
Tutuşmuş sinleri oda, çıkan tütünleri gördüm
Yunus bunu kanda gördü, gelip bize haber verdi
Aklım vardı, dilim şaştı; nitekim şunları gördüm
Burada “aklım vardı, dilim şaştı” diyen Yunus, büyük ihtimalle gerçekleşen toplu ölüm hadisesine, belki Moğol eliyle kılıçtan geçirilmiş bir insan topluluğunun ölümüne tanıklık etmiştir. (Kaynak : Yunus Emre/Tutku Yayınevi, Sayfa : 100-101)